21 Kasım 2010 Pazar

Bir insana bir blog lazım, public, private yada protected hangi Access Modifier’ı olursa olsun, bir blog olsun. Ben de uzunca bir zaman önce bu fikri, kendi kendime, kendime benimsetmeyi başardım. Lakin, öteleyerek ve nacizane üşenerekten, bir blog oluşturma düşüncesini gerçeğe geçiremeyeceğimi düşündüm. Düşünürken de, her insanın “yapmak isteyip te bir türlü yapamadığı” şeyler olduğunu farkettim. “Eylemsizlik güdülerimiz bir şeyler yapmaktan daha baskın geliyor” sonucuna vararak, blog’umun adını tayin etmiş oldum. İsim de bulunduğuna göre blog’u yaratmak serice bir iki TextBox’ı doldurmak ve Validator’ları mutlu etmekti... Ve işte, blog o noktada hazırdı. Tabi bununla bitmedi, blog’u açtıktan sonra buraya bir post gönderip, blogspot database’indeki muhtemel adı Contents olan tabloda kendime ait bir satır oluşturmayı başarmak yaklaşık 2 sene gibi bir süremi aldı. Bu zamana askerliği sığdırmış olmak konuyla ilgisiz olarak belirtmeliyim ki, “kebap” hissiyatı yaratıyor. Velhasıl, blog dünyasında kendi harikalarını yaratan insanlar arasına hoşgelmiş oldum.